Antalya escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort

Barolardan Ortak Açıklama geldi - MySivas.Com Sivas HaberleriMySivas.Com Sivas Haberleri

21 Mayıs 2024 - 12:19

Barolardan Ortak Açıklama geldi

Son Güncelleme :

11 Mayıs 2020 - 20:32

Barolardan Ortak Açıklama geldi

Son günlerde kamuoyuna yazılı ve görsel basına yansıdığı şekilde 1136 sayılı Avukatlık Kanununda bir kısım değişikliklerin yapılacağına dair bir çalışma olduğu aşikâr durumdadır. Yine söz konusu değişiklik düşüncesi dönemsel olarak Baroların ve Hukuk camiasının önüne sık sık çıkmakta olduğu da bilinen bir gerçektir.

Bu nedenle meslek örgütümüzü ve mesleğimiz ilgilendiren bu konuda bir açıklama yapılması zarureti hasıl olmuştur. Şöyle ki;

Öncelikle ifade etmek gerekirse; bahsi geçen değişiklik düşüncesini sadece tek başına mesleki menfaatler açısından ya da meslek odaklı değerlendirmemek gerekir. Zira devleti oluşturan üç ana erkten biri olan yargının kurucu unsuru bağımsız savunmayı temsil eden avukatlık mesleği ile alakalı yapılacak her düzenleme ve de değişiklik tüm ülke geleceği ilgilendiren bir konudur. Zira bağımsız savunma hak ve özgürlüklerin teminatıdır.


          Henüz net bir bilgi olmamasına rağmen kamuoyuna yansıdığı kadarıyla değişiklik düşüncelerinden ilki daha öncede dönemsel olarak gündeme gelen ancak vazgeçilen çoklu baro, alternatif baro, barolara kayıt zorunluluğunun ortadan kaldırılması hususudur. Peşinen ifade etmek gerekirse söz konusu değişikliğin hatta düşüncesinin kabulü mümkün değildir.

Yine bu konu hakkında yetkililerce aydınlatıcı ve net bir açıklama yapılmamış olmasına rağmen konuyla alakalı gerek sosyal medya üzerinden dolaşıma sokulan ifadeler gerekse yazılı ve görsel basında yer alan haberler nedeniyle birçok meslektaşımız tedirgin durumdadır. Bu nedenle ilgililerce söz konusu durumun bir an evvel açıklığa kavuşturulması ve de değiştirilmesi düşünülen hususların tarafımıza da paylaşılması mesleğimiz başta olmak üzere kurumumuz için son derece önemlidir.

Altını çizerek ifade etmek isteriz ki; bir Cumhuriyet kurumu olan Barolar demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinde; Cumhuriyetin vazgeçilmez değerlerine sahip çıkacak oluşumların başında gelir. Bu nedenle Baroların kurumsal kimliği üzerinden değişiklik yapma düşüncesi ile; baroları parçalama ya da yok etme gayesi hukuk devletinin temel ilkelerini zayıflatma, yok etme düşüncesinden farksız olup böyle bir amaca fırsat verilmemesi için tüm hukukçuların ve baroların, amaca uygun şekilde topyekun tepki vermesi ve de mücadele etmesi zarurettir.

         Anayasada yerini bulan ve kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşu olan Barolar, gerek Anayasa, gerek 1136 sayılı kanunun 76. maddesi ile hukuki himaye ile güvence altına alınmış kurumlardır. Bu özellikleri nedeniyle ile çoğu sivil toplum kuruluşlarından farklıdır. Nitekim 5237 satılı TCK m.6/d fıkrası gereği “Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve hâkimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar” şeklinde düzenlenmiştir. Nitekim Avukat, yargı görevini icra eden kişi olarak açıkça tanımlanmıştır.

         Yine 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 1. maddesinde Avukat; “yargının kurucu unsurlarından bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder” olarak tanımlanmıştır. Kanun gereği yeterli sayıda avukatın bir araya gelmesi ile de kişilik kazanan Barolar ise kanun gereği bağımsız Tüzel Kişiliğe sahip kamu kurumlarıdır.

         Türkiye Barolar Birliği ise 1136 sayılı Kanunun m.109 kapsamında, tüm Baroların katılması ile oluşan bir çatı örgüttür. Sonuç olarak yargının kurucu unsuru olan bağımsız savunmayı temsil eden ve yargı görevini icra eden Avukat, hem baroyu hem de Türkiye Barolar Birliğini oluşturan ana unsurdur. Bu ana unsurun da Yargının asli unsuru olduğu ve bunun doğal sonucu olarak Devleti oluşturan erklerden biri olduğu şüphe götürmeyecek kadar açıktır.

İzah edilenler çerçevesinde konuyu sadece bir meslek örgütü olarak değil tüm detayları ile ele almak ve olası değişiklik düşüncelerinin daha özveri ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira Baroların zayıflatılmasının özünde yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmanın yani avukatın zayıflatılması anlamına geleceği gerçeğinin gözden kaçırılmaması gerekir.

Henüz net bir bilgi olmamasına rağmen kamuoyuna yansıdığı ve TBB Başkanı Sn. Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU’nun yaptığı basın açıklaması üzerinden bilindiği kadarıyla asıl değişiklik düşüncesi ise; Barolar ve Türkiye Barolar Birliği Başkan ve diğer kurulların seçimine ilişkin hükümlerdeki değişikliktir.

Söz konusu değişiklik düşüncesine tarihsel açıdan bakarak değerlendirmek daha sağlıklı olacaktır. Zira 1969 tarihli 1136 sayılı Avukatlık kanununun Baro seçimlerine ilişkin hükümleri, günümüze dek değişiklik görmemiş ve hali hazırda uygulanmaya devam etmektedir. Yine Avukat sayısı her geçen gün artmakta ve 1969 yılındaki avukat sayısı ile günümüzdeki avukat sayısı arasında devasa bir fark bulunmaktadır. Neticede yarım asırdan fazla bir sürede şartlar değişim göstermiş ve bunun doğal sonucu olarak avukatlık mevzuatının sadece seçimler açısından değil her açıdan tekrar gözden geçirilme zamanı çoktan gelmiştir.

Avukatlık Kanunu henüz yürürlüğe girmişken 8 – 9 Ocak 1971 yılında Adana da yapılan IV. TBB Genel Kurulunda tüm Baroların toplam delege sayısı 100 civarında iken o dönemde ve hali hazırda da en çok üyeye sahip İstanbul Baromuzun o dönemki delegasyon sayısının tüm delegasyona göre oranı 1/10 civarındadır. Şuan ise avukat sayısının artmasına paralel olarak 1/3 civarındadır. Bu artışın sebebi ise yeni delege temsil hakkı elde edebilmek için gerekli olan yeni üye kayıt sayısından kaynaklanmaktadır. 1969 yılındaki şartlara göre düşünülen ve hiç değişiklik görmeyen mevzuatımız, Barolara TBB nezdinde her 300 avukat’a 1 delege ile temsil hakkı vermektedir. Ancak 1969 yılındaki avukat sayısı ve şartlarla, günümüzdeki sayı ve şartlar karşılaştırıldığında nüfus ve üye sayısı bakımından az olan illerdeki barolar aleyhine bir durum ortaya çıkmıştır. Bu nedenle söz konusu seçim ve delegasyon hükümlerinin günümüz şartlarına uygun hale getirilmesi için bir çalışmanın yapılması kaçınılmazdır.

Bir diğer durum ise üye sayısı bakımından daha dar kapsamlı olan barolarda fiilen uygulanan Avukat seçmen’in her halde istediği adaya oy verebilme imkânı olan ve uygulamadaki ismi çarşaf liste seçimi olarak nitelendirilen seçim uygulamasının; üye sayısı bakımından daha geniş kapsamlı baroların blok liste dayatmasına karşılık daha demokratik olduğu aşikârdır. Zira kalabalık barolarda çarşaf liste uygulamasının ya da blok listede adayı silmek ve yeni aday yazmak suretiyle istediği adaya oy verme durumu fiilen mümkün olmadığı düşünüldüğünde blok liste dayatmasının anti demokratik olduğu aşikâr durumdadır.

İzah edilenler kapsamında kamuoyuna yansıdığı kadarı ile bilinen ve Baro seçimlerinde değişikliğe esas sistem olarak düşünülen; uygulamada Nispi temsil olarak bilinen ve 1961 yılından beri TBMM seçimlerinde de uygulanan D’Hondt Seçim Sisteminin uygulanması ile avukat seçmenin istediği adaya oy vermesinin önünün açılması, daha demokratik bir sonucu beraberinde getirecektir. Ancak söz konusu sistemin bire bir uygulanmasının sakıncaları da gözden geçirilmeli ve demokratik yapı bozulmadan ilgili değişikliklerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak henüz net bir bilgi paylaşımı ya da somut kanun değişiklik teklifi olmamasına rağmen bir taraftan Baroların bağımsız tüzel kişiliklerine zarar verecek olan üye kayıt zorunluluğunun ortadan kaldırılması ya da alternatif baro kurma veya çoklu baro değişiklik düşüncesine karşı çıktığımızı ifade etmekle; Avukatlık Kanunu’nun seçime ilişkin hükümlerinin günümüz şartlarına uygun, temsilde adil ve daha demokratik bir hale getirilmesi gerektiği düşüncemizi kamuoyuna saygıyla paylaşıyoruz. 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.