Herkes, insan onuruna yaraşır bir yaşamı hak eder. Buna uygun bilinci ve ortamı hazırlama görevi ise “insan hakları”nın konusudur.
İnsanlık tarihi boyunca insan haklarını çağdaş düzeye ulaştırmak için büyük savaşımlar verilmiş, zihniyet ve paradigma değişimleri yaşanmıştır.
Bu değişimlerin modern ve somut örneği, 10 Aralık tarihi itibariyle 74.sünü kutladığımız İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabulüdür.
Bildirge daha birinci maddesinde bütün insanların özgürlük, onur ve haklar bakımından eşitliğine vurgu yapar. Akıl ve vicdana dokunur, tüm insanlığın kardeşliğini kabul eder.
Bildirgedeki bu haklı ön kabullere rağmen, insan hakları ihlalleri geçen on yıllar içinde henüz tam anlamıyla sonlandırılamamıştır. Zira insanlık çağdaşlaştıkça; insan hakları ihlalleri de çağdaş kimliğe bürünüp yeni ihlal alanlarında karşımıza çıkmakta, kendilerini adeta güncellemektedir.
İnsan haklarının evriminde, ilk dönemlerde temel hak ve özgürlükler noktasında yaşanan ihlaller bugün kısmen çözüme kavuşturulmuşken; yakın dönemde çok daha girift yapıları olan dijital ve ekonomik ihlaller ile ülkemizi yakından ilgilendiren mülteci sorunu acil çözüm beklemektedir.
Etkilerini insanlık üzerinde hala sürdüren pandeminin yarattığı kararsız ortam, insan hakları alanına da sirayet etmiştir. Ancak en etkili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından biri olan Barolar, bu kararsız ve karanlık ortamda, kamuoyuna ışık olmaya devam edecektir.
İnsan hakları ihlallerine karşı dik duruş söylemi yetmez. Aynı zamanda yaptırım gücü de topluma hissettirilmelidir. Yaptırım, hukuku içselleştirmiş bir toplumun, ihlallere karşı yanıtıdır. Özetle, “hukuk devleti”, insan haklarının teminatıdır.
Bu duygu, düşünce ve çalışma azmimizle, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününü kutluyorum.
Av. Fatih SEVİM
Sivas Barosu Başkanı