Millî ve manevî değerlerimizi canları pahasına korumayı şiar edinen necip milletimizin her bir ferdi, tüm mukaddesatımız uğrunda gazi ve şehit olmayı bir gurur vesilesi saymıştır. Şanlı tarihimiz boyunca “Haydi oğlum, haydi git / Ya gazi ol, ya şehid!…” telkinleriyle Peygamber ocağına gönderilen, istiklal ve hürriyet âbideleri aziz şehitlerimizin kanları ile sulanmış bu topraklar milletimize vatan olmuştur.

Her bir karışı şehitlerimizin kanıyla sulanmış cennet vatanımızın bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü korumak en büyük vazifemizdir. Bu kutsal vazifenin ilelebet yerine getirilmesi millî ruha sahip nesillerin yetişmesi ile mümkündür. Yetişen bu neslimizin her bir ferdi, cennet vatanımızı bölmek isteyen bedbahtlara karşı koyacağımız en büyük gücümüzdür.

Millî Mücadele’mizde, göstermiş olduğu üstün kahramanlık münasebetiyle 19 Eylül 1921 tarihinde Gazi Meclis’imiz, Mustafa Kemal Atatürk’e mareşallik rütbesi ile gazilik unvanını tevcih etmiştir. Bu tevcih, her şeyden önce aziz milletimizin, kahraman gazilerimize vermiş olduğu değerin bir tezahürüdür.

Bu şanlı günün yıl dönümü vesilesiyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, vatanımızın istiklali, milletimizin istikbali uğrunda canlarını vermiş tüm aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilik mertebesi ile şereflenmiş gazilerimizin Gaziler Günü’nü kutluyorum.