Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde (SCÜ) Çevre ve Enerji Sempozyumu gerçekleştirildi.
SCÜ Sürdürülebilirlik Ofisi Koordinatörlüğü ve Yenilenebilir Enerji Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından İletişim Fakültesi Konferans Salonunda iki oturum olarak düzenlenen sempozyuma SCÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Yekbaş, Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı, Sürdürülebilirlik Ofisi Koordinatörü ve Yenilenebilir Enerji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Derya Betül Ünsal, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesinden Çevre Sorunları Araştırma Müdürü Prof. Dr. Yüksel Ardalı; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Etki Değerlendirme Sivas Şube Müdürü Semanur Koruç, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne atfen düzenlenen, “Sürdürülebilir Enerji İçin Çevreyi Koru!” temasının hâkim olduğu sempozyumun açılış konuşmasını yapan SCÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yekbaş “Sempozyumların çıktıları sonradan yapılacak olan çalışmalara kaynaklık ediyor. Öğrencilerimizin de bundan istifade edeceğini umuyorum. Konumuz güncel ve dünya genelinde bu konuya ağırlık veriliyor. Sırf 2035 yılından sonra Avrupa’da benzinli ve dizel araçların yasaklanacak olması dahi dünyamız adına son derece önemli bir adımdır.” dedi.
Sonrasında söz alan Dr. Öğr. Üyesi Ünsal “ Bu sempozyumla ulusal kapsamda Birleşmiş Milletler ’in (BM) sürdürülebilirlik amaçlarına dikkat çekmeyi hedefliyoruz. İki yıldır büyük bir hızla araştırma ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. BM tarafından belirlenen sürdürülebilir kalkınma amaçlarının ülkelerin gelişmişlik seviyesini belirleyen bir amaç olması sebebiyle, temiz su ve sanitasyon, iklim eğilimi, erişilebilir temiz enerji, sürdürülebilir şehirler ve topluluklar maddelerinde vereceğimiz sempozyum umarım hepimize faydalı olur.” şeklinde konuştu.
Ardından konuşan Prof. Dr. Ardalı “Şimdiye kadar sorunları tespit ettik ama bundan sonra proaktif davranmamız gerekiyor. Bizler başından beri gelişmek ve hayat standartlarımızı yükseltmek için çalışmalar yaptık ama tüm bunların sonucu olarak doğamızı kirlettik. İnsan nüfusu gün geçtikçe artıyor. Nüfusun hayatta kalması için yapılan faaliyetler var doğal olarak. Fakat bu faaliyetlerin genelinin dünyamıza verdiği zararlar ciddi boyutlardadır. Bu durumun en ekolojik biçimde üstesinden gelmemiz gerekiyor. Dolayısıyla yapılan ve yapılacak olan her faaliyet bir yandan insanoğlunun hayatta kalmasına yardım ederken, diğer taraftan da çevresel etkileri en alt düzeye indirmelidir.” biçiminde düşüncelerini ifade etti.
Sempozyum iki oturumun da tamamlanmasının ardından sona erdi.